Siber Vatan’a yeni kalkan! Denetim ve yaptırım gücü çok yüksek olacak…
Siber tehditlerin hızla büyümesi, devletin yapısı ve kritik altyapıların güvenliğinin sağlanmasına yol açtığından, Türkiye’nin bu alanda yaptığı hamle oldukça önemli.
Bu karar, 25 Temmuz 2024’te yapılan Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) toplantısında ve Türkiye’nin ulusal güvenlik stratejisinde dijitalleşmenin merkezinde bir rol oynamaya katılmaya gitti.
NSA VE TÜRKİYE SİBER GÜVENLİK BAŞKANLIĞI: STRATEJİK KARŞILAŞTIRMA
Türkiye’nin kuracağı Siber Güvenlik Başkanlığı, küresel ölçekte benzer yapılarla karşı hizmetleri, en dikkat çekici benzerliklerden biri ABD’nin Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ile olan paralellikleridir. NSA, hem dijital istihbarat toplama hem de siber savunma bileşenlerini dünya çapında kapsayan bir lider olarak biliniyor.
NSA, Amerikan devleti için hayati önem taşıyan bilgileri toplarken, aynı zamanda siber saldırılara karşı ulusal altyapıları koruyor. Türkiye’nin kuracağı Siber Güvenlik Başkanlığı da, NSA gibi altyapıyı dijital altyapısını korumayı amaçlamakla birlikte, daha çok Türkiye’nin iç güvenliğine odaklanacak bir yapıya sahip olacak.
Türkiye, bu başkanlık aracılığıyla yerli ve milli teknolojilere daha fazla yatırım yaparak miktarını azaltmayı ve siber tehditlere karşı daha bağımsız bir savunma ağı oluşturmayı hedefliyor.
Ancak NSA’nın aksine, Türkiye’nin Siber Güvenlik Başkanlığı’nın önceliği, yalnızca dijital istihbarat toplamak değil, aynı zamanda kritik altyapıları siber saldırılara karşı doğrudan korumaktır.
Sağlık Bakanlığı, nüfus hizmetleri, Savunma Bakanlığı ve e-devlet gibi hayati öneme sahip devletin elde edilmesinin sağlanması, bu başkanlığın temel görevleri arasında yer alacak. Bu strateji, Türkiye’nin dijital savunmasını daha merkezî bir şekilde yönetmesine olanak sağlayacak.
ULUSAL SİBER OLAYLARA MÜDAHALE MERKEZİ (USOM) VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU (BTK)
Siber tehditlerin değişmesi ve anlık müdahale konusunda Türkiye’nin en kritik yapılarından biri, Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) ‘dur. 2013 yılında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesinde kurulan USOM, özellikle siber saldırılara karşı müdahalelerle büyük başarılar elde etti. USOM, Türkiye’nin kritik altyapılarını hedef alan saldırılarda hızla harekete geçirmek, zararları en aza indirmek ve sistemleri güvenli bir şekilde yeniden devreye alma bilgilerine sahip.
BTK , Türkiye’nin telekomünikasyon ve internetin düzenlenmesinin sorumluluğunda olup, siber güvenlik konusunda da büyük bir teknik kapasiteye sahiptir. Siber Güvenlik Başkanlığı’nın kuruluşuyla birlikte, BTK’nın uzmanlığı bu yeni yapı tarafından daha geniş operasyonlara entegre edilecek.
SOME VE ANLIK MÜDAHALE KAPASİTESİ
Siber Güvenlik Başkanlığı altında faaliyet gösteren SOME (Siber Olaylara Müdahale Ekibi) birimleri, Türkiye’nin siber güvenlik operasyonlarında önemli bir rol oynayacak. Bu ekipler, siber saldırılara karşı ülke çapında yaygın bir ağ oluşturacak ve saldırılara anında
müdahalelerde bulunabilecek. SOME birimleri, USOM ve BTK gibi kurumlarla yakın iş birliği içinde, kuzeydeki kritik altyapılarını daha etkin bir şekilde bağımsızlaştırıyor.
EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VE SİBER SUÇLARLA MÜCADELE DAIRE BAŞKANLIĞI
Türkiye’de siber suçlarla mücadeleye yönelik önemli bir yapı olan Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı , uzun yıllardır siber suçların takibi ve kritik olayların engellenmesi konusunda üstleniyor. Bu birim, siber saldırılar, dolandırıcılık, kimlik hırsızlığı ve diğer dijital suçlarla mücadele ediyor.
Ancak Türkiye’nin siber güvenlik tehditlerinin çeşitlenmesi ve artması, daha büyük yayılmanın gerekliliğini doğurdu. Siber Güvenlik Başkanlığı’nın gelişmesiyle birlikte, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün siber suçlara karşı yürüttüğü operasyonlar da daha geniş bir güvenlik çerçevesine dahil edilecek ve bu yapılar arasında güçlü bir iş birliği sağlanacak.
TÜRKİYE’NIN SİBER İSTİHBARAT ALTYAPISINDAKİ TARİHSEL GELİŞİM
Türkiye’nin dijital güvenlik ve siber yönetim anlayışının oluşumunun, özellikle 2012 yılında Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) yetki alanına giren bir değişimle önemli bir ivme kazandı. 1 Ocak 2012’de, Türkiye’nin en yüksek kapasiteli istihbarat ve dinleme üssü olarak bilinen Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı (GESKOM) , MİT Müsteşarlığına devredildi. Bu süreç, “GES Komutanlığı’nın Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı’na Devrine Ait Protokolü” kapsamındaki etkinlikler ve MİTGES Başkanlığı adıyla MİT’in bünyesine bağlandı.
Bu gelişme, Türkiye’nin askeri istihbarat sonuçları MİT’e entegrasyonu sağlamış ve dijitalleştirilmiş istihbarat sistemlerinin merkezîleşmesine katkıda bulunmuştur. MİTGES, ülkenin elektronik istihbarat ve siber güvenlik sistemlerinde kritik bir rol oynamaya başladı.
GESKOM’un devri, Türkiye’nin istihbarat ve elektronik gözetim alanını arttırırken, siber saldırılar ve dış tehditler konusunda proaktif bir savunma stratejisi geliştirmesine de imkan tanıdı. Bu gelişmeler, MİT’in siber tehditlerine karşı daha geniş kapsamlı operasyonların düzenlenebilmesine olanak sağlıyor ve Türkiye’nin siber güvenlik kontrolünde önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.
MİT VE SİBER İSTİHBARAT BAŞKANLIĞI: DIJITAL SAVUNMANIN KALBI
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), dijital savunma ve istihbarat toplama bileşenlerini birleştirmede bir rol oynamaktadır. MİT, 2023 yılında kurulan Siber İstihbarat Başkanlığı ile birlikte, siber saldırılara karşı daha güçlü bir savunma grupları oluşturdu.
Bu başkanlık, hem ulusal hem dijital sistemlerini korumak hem de uluslararası ölçekte siber istihbarat toplama faaliyetleri yürütmek için kritik bir yapı olarak öne çıkıyor. MİT’in siber güvenlik alanı bu hamlesi, Türkiye’nin dijital varlığını güçlendirirken, aynı zamanda altyapı kritik altyapılarını hedef alan saldırılara karşı daha proaktif bir savunma aralığı sunuyor.
Siber Güvenlik Başkanlığı’nın kurulmasıyla birlikte, MİT’in Siber İstihbarat Başkanlığı da bu yeni yapı ile daha uyumlu olabilir, Türkiye’nin siber savunma stratejisinde önemli bir yer tutabilir. Özellikle siber güvenliğin büyüklüğü ve karmaşıklığının göz önünde tutulması, bu iki yapı arasındaki iş birliği, Türkiye’nin dijital savunmasını daha da güçlendirecek.
YERLİ TEKNOLOJİ İLE DİJİTAL GÜVENLİK
Türkiye’nin Siber Güvenlik Başkanlığı’nın en önemli hedeflerinden biri, yerli ve milli teknolojilere dayalı bir siber savunma ağı geliştirmek. Bu strateji, sadece dış tehditlere karşı daha güvenli bir yapı oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’nin teknolojik alanında bağımsızlığını da pekiştirecek.
Özellikle Savunma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, nüfus hizmetleri ve e-devlet uygulamaları gibi kritik alanlarda yerli yazılım ve donanımların kullanımı, Türkiye’nin dijital destekli savunması artırılacak.
Türkiye’nin dijital güvenlik stratejisi, sadece iç tehditlere karşı bir koruma oluşturmayı değil, aynı zamanda Siber Türkiye adı altında küresel bir marka yaratmayı da hedefliyor. Bu marka, Türkiye’nin dünya çapında rekabet edebilecek yerli siber güvenlik ürünlerini geliştirmesi ve küresel pazarda söz sahibi olması için bir strateji olarak ortaya çıkıyor.